Dyson, şirketin ilk sert zemin temizleyicisi ve emiş gücünü; yüksek hızlı silindirler, su ve naylon kıllarla değiştiriyor. Dyson Wash G1, bu yılın sonlarına doğru 700 dolar gibi bir fiyatla satışa sunulacak, bu da pahalı ama yine de Dyson’ın en üst seviye Gen 5 süpürgesinden daha ucuz. Dyson, dünya genelinde evlerde halı kaplı odaların giderek azaldığını söylüyor. Bununla birlikte, sert zemin temizliği genellikle leke ve iz bırakan paspasları içeren oldukça manuel bir süreç olarak kalmıştır. Dyson’ın yöntemi, siz temizlik yaparken taze ve kirli suyu ayrı tutuyor. Çift mikrofiber silindirler su uygulayarak, lekeleri ve kiri mekanik olarak çıkarıyor. Şirket bunu, içinde (çok daha küçük) su bölmeleri bulunan özel bir temizleme başlığına sahip olan ‘V15 Detect Submarine’de denedi. Wash G1, kirli sıvıyı kendi kabına çekerek fiziksel kalıntıları ağ filtreli ince bir tepsiye hapsediyor. Silindirler zıt yönlerde dönerek, lekeleri ve kiri kaldırmaya yardımcı oluyor. Daha sonra yüksek yoğunluklu mikrofiber bezler hem sıvıları hem de katı kirleri emip hapsederken, sertleştirilmiş naylon kıllar daha büyük kirleri ve nesneleri bir tepsiye çekiyor. Kirli su da, silindirlerden dışarı sıkılıyor ve yukarı doğru makinenin içine çekiliyor. Wash G1, mikrofiber silindirleri hassas bir şekilde ıslatmak için ’26 hidrasyon’ noktasına sahip.
Bu noktalar, mikrofiber silindirlerin, lekelerle ve kurumuş kirlerle başa çıkacak kadar sulu olmalarını sağlıyor. Şirket, tek tankta bir tenis kortuna eşdeğer yüzey alanını temizlemeye yetecek kadar su olduğunu iddia ediyor ancak bu makinenin ayarlarına bağlı olacaktır. Üç hidrasyon seviyesi bulunurken, ek bir maksimum ayar, tankı çok daha hızlı boşaltır ve en inatçı lekeler için mümkün olduğunca daha fazla su uygular. Bu, bir elektrikli süpürgede maksimum ayarın yapacağı gibi pil gücünü önemli ölçüde etkilemez, çünkü Wash G1, motorları daha fazla zorlamaz sadece daha fazla su kullanır. Dyson, zemin kenarlarına ulaşmak için silindirin motorlarını yan tarafa doğru kaydırmış. Böylece sağ taraf, duvarları ve kenarları yakından fırçalayabiliyor. Dyson Wash G1, sistemi yıkamak ve fırçaları temizlemek için kirli olmayan su tankının yarısını kullanarak kendi kendini bile temizleyebiliyor. Isıtma özelliği mevcut değil. Döndürme işlemi suyun çoğunu dışarı atacaktır. Temiz su haznesini kullandıktan sonra çıkarıp yeniden doldurmak kahve makinesinden bile daha kolay. Her iki haznenin de bulunduğu ünite gövdeden dışarı doğru itiliyor, böylece kirli suyu atıp temiz suyla yeniden doldurabiliyorsunuz.
Kirli su kabının geniş bir ağzı var, bu nedenle biriken kirlere dokunmadan temizlemesi kolay. Yine de bir sorun var: “Kirli su tankı.” Dyson, kirli su tankını buzlu bir plastikten yapabilirdi. Kirli suyu görmek herkes için iyi bir deneyim olmayabilir. Dyson’ın sıvı ve katı pisliği ayırma yöntemi, yerleri suyla temizlerken ortaya çıkan çamurlu pisliğin miktarını da azaltıyor. Bunu, katı maddelerin suda çok uzun süre kalmamasını sağlayarak yapıyor. Kirli su, bir basınç farkıyla çıkarılabilir kabına çekilir, yani kirin; motorlara, filtrelere ve diğer hassas parçalara karışma şansı da yoktur. Daha sonra son bir mikrofiber silindir kalan suyu alıyor ve Dyson’ın söylediğine göre izli bir yüzey oluşmasını önlemek için zemini parlatıyor. Wash G1’i deneyimleyenler, çizgili bir yüzey bıraktığını ifade ettiler. Belki bir düzeltme yapılabilir. Ne de olsa, bu ürünün tüketicilere ulaşmasına daha çok zaman var. Şirket bu ürünü, İngiltere’de sonbaharda piyasaya sürmeyi hedefliyor, Bu yılın sonlarına doğru ise ABD’ye gelecek. Daha sonra diğer ülkelere pazarlanmaya başlanacak. Bu, Dyson’ın özel sert zemin temizliği konusundaki ilk girişimi ve filtreleme tepsisinin ne kadar iyi çalıştığı konusunda hala birçok cevaplanması gereken sorular var.