Tedavideki ilerlemelere rağmen, meme kanseri gibi hastalıklar genellikle daha ileri bir aşamada geri döner. Taramalarda herhangi bir tümörün görünür hale gelmesinden üç yıl öncesine kadar meme kanserinin tekrarlama riskini öngörebilen çığır açıcı bir kan testi geliştirildi. Araştırma, Chicago’da düzenlenen Amerikan Klinik Onkoloji Derneği yıllık toplantısında sunuldu. “İnanılmaz derecede heyecan verici” olarak tanımlanan bu yenilikçi test, yılda iki milyondan fazla kadını etkileyen meme kanserinin kalıcı olarak üstesinden gelinmesinde daha fazla kadına yardımcı olabilir. Test, kişiselleştirilmiş bir sıvı biyopsinin, kanser nüksünün erken uyarı işaretini sağlayabileceğini gösterdi. Test, kan dolaşımındaki çok küçük miktarlardaki kanser DNA’sını tespit ederek çalışıyor ve semptomlar ortaya çıkmaya başlamadan aylar hatta yıllar önce kanserin tekrarlama riskini kesin olarak tahmin edebiliyor. Breast Cancer Now’ın araştırma direktörü Simon Vincent, “Erken teşhis, meme kanserine karşı en büyük silahlarımızdan biridir ve bu ilk bulgular inanılmaz derecede heyecan vericidir” dedi.
Ultra hassas sıvı biyopsi, kanser hücreleri tarafından kan dolaşımına salınan, dolaşımdaki tümör DNA’sını (ctDNA) tanımlar. Londra’daki Kanser Araştırmaları Enstitüsü’nde (ICR) yapılan çalışmanın başyazarı Isaac Garcia-Murillas şunları söyledi: “Meme kanseri hücreleri ameliyat ve diğer tedavilerden sonra vücutta kalabilir, ancak bu hücrelerin sayısı o kadar az olabilir ki takip taramalarında tespit edilemezler.” Garcia-Murillas, bu hücrelerin hastaların ilk tedavilerinden yıllar sonra nüksetmesine neden olabileceğini söyledi. Yeni test, tüm genom dizilimini kullanıyor ve 1.800 mutasyonu arıyor, bu da onu önceki testlerden çok daha hassas hale getiriyor. Araştırmacılar, farklı meme kanseri türlerine sahip 78 hastanın kanını analiz etti. Test, beş yıllık çalışma sırasında nükseden 11 hastanın tümünde yüksek nüks riskini doğru bir şekilde tespit etti. Testin tümör DNA’sı bulamadığı 60 kadının hastalığının tamamı da nüksetmedi, yani yanlış negatif yoktu. ICR İcra Kurulu Başkanı Prof. Kristian Helin erken teşhisin önemini vurguladı: “Meme kanseri, vücudun diğer bölgelerine yayılmadan önce tedavi edilmesi çok daha kolaydır, bu nedenle insanlara en iyi hayatta kalma şansını vermek için nüks belirtilerini mümkün olduğunca erken tespit edebilmek hayati önem taşımaktadır.” Mevcut bulguların, tedavinin çok daha erken başlatılabileceği bir stratejiye yol açması ve meme kanserli hastalar için hayatta kalma oranlarını potansiyel olarak iyileştirmesi umulmaktadır.