ABD Savunma Bakanlığı (DoD), ulusal güvenlik için cesur bir adım atarak, ülkenin biyolojik savunma yeteneklerini önemli ölçüde desteklemek üzere tasarlanmış çığır açan bir süper bilgisayarı tanıttı. Bir süper bilgisayarın gücü ile hızlı bir tepki laboratuvarının (RRL) çevikliğini harmanlayan bu hibrit mucize, Kaliforniya’daki Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nda (LLNL) yer alıyor ve biyolojik tehditlerle mücadelede yeni bir döneme işaret ediyor. Ulusal Nükleer Güvenlik Ajansı (NNSA) ile yakın işbirliği içinde geliştirilen bu gelişmiş makine, LLNL’nin AMD MI300A APU’larla çalışan ve merakla beklenen El Capitan exascale süper bilgisayarıyla aynı DNA’yı paylaşıyor. El Capitan dünyanın en hızlı süper bilgisayarlarından biri olmaya hazırlanırken, bu yeni hibrit sistem de aynı öneme sahip bir göreve adandı: “ABD ve müttefiklerini biyolojik savaş, salgın hastalıklar ve diğer biyolojik tehditlere karşı savunmak.” Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer Savunma Ortak Program Yöneticisi Darryl Colvin, “Bu hesaplama gücü düzenli olarak kullanacağımız bir şey olacak” dedi. Gerçekten de süper bilgisayarın yetenekleri, ABD Savunma Bakanlığı’nın hem askeri personeli hem de sivilleri çok çeşitli biyolojik tehlikelerden koruma çabalarının temel taşı olmaya hazırlanıyor. Biyolojik savunma stratejileri hem doğal hem de insan kaynaklı biyolojik tehditlere karşı korunmada kritik öneme sahiptir. Bu tehditler silah haline getirilmiş patojenlerden ortaya çıkan yeni bulaşıcı hastalıklara kadar uzanabilir ve bunların hepsi askeri operasyonları sekteye uğratma, sivil nüfusu tehlikeye atma, gıda ve su gibi temel kaynakları tehdit etme potansiyeline sahiptir. LLNL’deki yeni süper bilgisayar, bu zorlukların ele alınmasında çok önemli bir rol oynayacak. Büyük ölçekli simülasyonlara ve yapay zeka odaklı modellemeye olanak tanıyarak, tehdit tespiti ve sınıflandırmasında benzeri görülmemiş bir hassasiyete olanak tanıyacaktır.
Ayrıca, tıbbi karşı önlemlerin geliştirilmesini hızlandırarak, biyolojik tehditlere yaygın bir zarara yol açmadan önce hızlı ve etkili yanıtlar verilmesini sağlayacaktır. Bu yeni kabiliyetin merkezinde ABD Savunma Bakanlığı’nın Generative Unconstrained Intelligent Drug Engineering (GUIDE) girişimi yer alıyor. Bu program, “tıbbi karşı önlem” geliştirmede mümkün olanın sınırlarını zorlamak için süper bilgisayarın muazzam işlem gücünden yararlanıyor. Antikor tasarlamak, yapısal biyoloji analizleri gerçekleştirmek ve biyoinformatik modelleme yapmak için makine öğrenimini kullanan GUIDE, biyolojik tehditlere karşı mücadelede bir kuantum sıçramasını temsil ediyor. Süper bilgisayar tesisine entegre edilen RRL (süper bilgisayarın gücü ile hızlı bir tepki laboratuvarı), proteinleri ve karşı önlem adaylarını aynı anda yeniden tasarlayabilen son teknoloji otomatik robotlar ve makinelerle donatılmıştır. Bu da ilaç keşfinin ilk aşamalarını hızlandırıyor ki bu da zamanın çok önemli olduğu yeni tehditlere yanıt verirken hayati önem taşıyor. LLNL Veri Bilimi Müdür Yardımcısı Jim Brase, hızlı müdahale laboratuvarına doğrudan bağlı bir süper bilgisayar tesisine sahip olmanın dönüştürücü potansiyelini vurguladı. “Bu kombinasyon, tehdit tespitinden müdahaleye her zamankinden daha hızlı ve daha doğru bir şekilde geçmemizi sağlıyor. Bu, biyolojik savunma için ezber bozan bir gelişme” dedi. Süper bilgisayarın yetenekleri yalnızca ABD Savunma Bakanlığı ile sınırlı kalmayacak. Makineye diğer ABD devlet kurumları, küresel müttefikler, akademi ve endüstri ortakları da erişebilecek. Bu işbirlikçi yaklaşım, mevcut güçlü sistem tarafından üretilen bilgi ve yeniliklerin geniş çapta paylaşılmasını ve uygulanmasını sağlayarak küresel biyolojik savunma çabalarını geliştirecektir. Pentagon’un yeni süper bilgisayarı, sektörler arası ortaklıkları teşvik ederek biyolojik tehditler karşısında birleşik bir cephenin öneminin altını çiziyor. İster gelecekteki bir pandemiyle mücadele etsin ister biyoterörizmi caydırsın, bu sistem sadece ABD’yi değil tüm dünyayı korumaya hazır bir nöbetçi gibi duruyor. ABD giderek daha karmaşık bir hal alan biyolojik tehditlerle yüzleşirken, bu süper bilgisayarın tanıtılması önemli bir kilometre taşına da işaret ediyor. Benzersiz hesaplama gücü ve entegre hızlı müdahale yetenekleriyle bu süper bilgisayar, teknoloji ve inovasyonun en büyük müttefikimiz olduğu biyolojik savunmanın geleceğini temsil etmektedir. Biyolojik tehditlerin giderek daha sofistike ve tehlikeli hale geldiği bir dünyada Pentagon’un en son yeniliği bir umut ışığı sunuyor. Gelişmiş simülasyonlar, yapay zeka modellemesi ve hızlı ilaç keşfi sayesinde bu süper bilgisayar, ABD ve müttefiklerinin biyolojik tehditleri tespit etme, bunlara yanıt verme ve etkisiz hale getirme yöntemlerini yeniden tanımlamaya ve herkes için daha güvenli bir gelecek sağlamaya hazırlanıyor.