Kullanıcılar ChatGPT istemlerine “lütfen” veya “teşekkür ederim” eklediklerinde, sadece nazik davranmakla kalmıyor, farkında olmadan yapay zekanın ekonomisini de şekillendiriyorlar. OpenAI CEO’su Sam Altman geçtiğimiz günlerde bu küçük nezaket eylemlerinin şirkete yılda “on milyonlarca dolara” mâl olduğunu açıkladı. Ancak verimliliğin çoğu zaman etiğin önüne geçtiği bir dünyada Altman, masrafın haklı olduğuna dair ısrarcı bir tavır sergiliyor.
Nezaketin Gizli Maliyeti
ChatGPT gibi yapay zeka modelleriyle her etkileşim, algoritmalar tarafından işlenen kelime veya cümle parçaları olan belirteçlere dayanır. “Lütfen…” veya ‘Teşekkürler!’ gibi kibar ifadeler, sorgu başına 2-3 ekstra belirteç ekler. Tek başına ihmal edilebilir olsa da, OpenAI’ın ölçeğinde bu durum dramatik bir şekilde artmaktadır: “100 milyondan fazla kullanıcıda aylık milyarlarca etkileşim.” Örneğin, sorgu başına yalnızca beş ek belirteç, yılda trilyonlarca ekstra belirtecin işlenmesi anlamına gelebilir ve bu da bulut bilişim ve enerji faturalarını doğrudan şişirir. Daha uzun istemler de yapay zekayı daha geniş, daha incelikli yanıtlar üretmeye zorlar. Basit bir “Kuantum fiziğini açıkla” kısa ve öz bir yanıt verebilir, ancak kibar, ayrıntılı bir istem genellikle detaylı yanıtlarla sonuçlanır. Yapay zekanın tutarlılığı korumak için genişletilmiş konuşma geçmişlerini (bağlam pencereleri) ayrıştırması gerektiğinden, bu durum hesaplama kaynaklarını zorlar. Her bir token enerji gerektirir. Kabaca 0,001 kWh veri merkezleri için büyük bir elektrik tüketimine dönüşür.
OpenAI, Masrafları Neden Kucaklıyor?
Finansal darbeye rağmen OpenAI ve Microsoft gibi sektör liderleri nezaketin sadece bir incelik değil, stratejik bir yatırım olduğunu savunuyor.
- Etik AI Tasarımı: OpenAI’ın misyonu, saygıya dayanan insan-yapay zeka işbirliğine öncelik veriyor. “Neyin geleceğini asla bilemezsiniz,” diyen Altman, saygılı insan-makine etkileşimlerini normalleştirmenin uzun vadeli toplumsal etkisine işaret ediyor.
- Kalite Kontrol: Microsoft’un AI tasarım lideri Kurtis Beavers, kibar yönlendirmelerin işbirliğine dayalı bir ton oluşturduğunu ve yapay zekayı profesyonel, yapıcı çıktılara yönlendirdiğini açıklıyor.
- Kullanıcı Beklentileri: 2024 yılında yapılan bir anket, Amerikalıların %67’sinin AI ile kibar bir dil kullandığını ortaya koymuştur. 55’i bunun nedeni olarak etiği gösterirken, %12’si de esprili bir şekilde, “Yapay zekanın iyi tarafında kalmak istediklerini” itiraf etti. Bu da popüler kültürün AI ayaklanması mecazlarına bir selam niteliğinde. Bu alışkanlıklara hitap etmek güven ve kullanıcı memnuniyeti yaratır.
Kültürel Bir Pusula Olarak 'Nezaket'
Altman’ın açıklaması, yapay zeka geliştirmede kritik bir ikilemin altını çiziyor: “Operasyonel maliyetleri etik zorunluluklarla dengelemek.” Eleştirmenler, ayrıntılı etkileşimleri azaltmanın milyonlar kazandırabileceğini ifade ederken, savunucular insanlar ve makineler arasında saygıyı teşvik etmenin tartışılmaz olduğunu söylüyor. Yapay zeka eğitim, sağlık hizmetleri ve müşteri hizmetlerine entegre oldukça, insani değerleri (sabır, açıklık, empati vb. gibi) yansıtma yeteneği toplumsal rolünü tanımlayacaktır. OpenAI’ın duruşu daha geniş bir değişime işaret ediyor: “Teknoloji endüstrisi artık kullanıcı davranışını yalnızca veri noktaları olarak ele alamaz.” Her “lütfen” ve “teşekkür ederim”, yapay zekayı kısalık yerine saygınlığa öncelik vermesi için eğitiyor ve bazen “yapılacak en doğru şeyin” aynı zamanda en akıllı yatırım olduğunu kanıtlıyor.