Hamilelik sırasında sigara içen kadınlar, bebeklerinin beyin gelişimine zarar verme riskiyle karşı karşıyadır. Daha önce yapılan araştırmalar, bu annelerden erken doğan bebeklerin beyin boyutlarının, sigara içmeyen annelerden doğan bebeklere kıyasla daha küçük olduğunu göstermiştir. Yeni bir çalışma bu bulguyu ergen beyin büyümesine kadar genişletiyor. Hamilelik sırasında sigara içmenin fetüs ve çocuk sağlığı üzerindeki riski, nikotin ve karbon monoksitin olumsuz etkilerinden kaynaklanmaktadır. Bu tamamen önlenebilir bir tehlikedir, çünkü sigara içen kadınlar gebe kalmadan önce sigarayı bırakırlarsa bu durum önlenebilir. Hamilelik sırasında sigara içmenin bebeğe zarar verebileceği yaygın olarak bilinmesine rağmen, Amerika ve Avrupa’da kadınların onda biri hamilelik sırasında sigara içmeye devam ederken, Finlandiya’da neredeyse her beş kadından biri sigara içmektedir. Hamilelik sırasında sigara içmek, fonksiyonel beyin gelişiminde ergenlik dönemine kadar devam edebilen uzun vadeli değişikliklere neden olmaktadır. Hacimsel manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ölçümlerinin kullanıldığı yeni bir çalışmaya göre, toplam beyin hacminde azalma da dahil olmak üzere anatomik değişiklikler de tanımlanmıştır.
Serebrumdaki hem gri hem de beyaz madde azalmış, daha düşük yüzey alanı, daha az ve daha sığ giruslar görülmüştür. Bu bebeklerde fetal baş büyümesi haftada yaklaşık 0,13 mm geriler. Çok erken doğan bebeklerde, serebellar ve frontal lob hacimlerinde böyle bir azalma gözlenirken, toplam beyin hacimleri önemli ölçüde değişmemiştir. Yaşamın ilk yılından başlayarak erken yetişkinlik dönemine kadar uzanan nörodavranışsal değişiklikler de bildirilmiştir. Bu çalışmada, çok düşük doğum ağırlıklı bebeklerin, bebeklikten okul çağına kadar gelişimini inceleyen ‘PIPARI’ çalışmasından elde edilen veriler kullanılmıştır. Araştırmacılar, çok erken doğmuş ve şu anda 13 yaşında olan çocuklarda hacimsel MRI taraması kullandılar. Öncülleri, bebeklik döneminde görülen beyin hacmindeki sigarayla ilişkili azalmanın bu noktada da görüleceğiydi. Bu çalışmadaki 44 çocuğun tamamı 32 haftadan önce doğan ya da doğumda 1500 gr veyahut daha az ağırlığa sahip erkek çocuklardı. Hepsi Nisan 2004 ile Aralık 2006 tarihleri arasında Finlandiya’daki ‘Turku Üniversite Hastanesi’nde doğmuştur. Volumetrik MR, kortikal kalınlık ve yüzey alanı da dahil olmak üzere çeşitli beyin hacmi parametrelerini elde etmek için çocukları test etti.
Sonuçlar, gruptaki ergenlerin beşte birinden fazlasının hamilelik sırasında sigara içen annelerden doğduğunu göstermiştir. Mutlak beyin hacmi bu grup ile diğer denekler arasında önemli bir farklılık göstermemiştir. Beyin hacmi kafa içi hacimle karşılaştırıldığında, sigaraya maruz kalanların belirli alanlarda, yani inferotemporal ve parahipokampal alanlarda, maruz kalmayan çocuklara göre daha küçük gri madde hacimlerine sahip oldukları görülmüştür. İlk gruptakiler ayrıca parahipokampal ve postcentral bölgelerde daha düşük yüzey alanı ölçümleri göstermiştir. Subkortikal hacim gibi kortikal kalınlık ve beyin eğriliği de gruplar arasında değişmemiştir. Hamilelik sırasında annenin sigara içmesinin çok erken doğan çocuklarda ergen beyin hacimleri üzerindeki etkilerine ilişkin bu öncü çalışma, bu kohortta daha küçük frontal ve serebellar hacimlerin yanı sıra sigara içen annelerden doğan tam süreli bebeklerde daha küçük baş çevrelerine işaret eden önceki raporları ileri götürmektedir.
Bu kohorttaki ortalama doğum yaşı 29 hafta olup, 37+ haftada doğan bebeklere kıyasla beklenenden çok daha kısa bir süre sigaraya maruz kalındığını göstermektedir. Bu gelişme, bu fetüsleri sigaraya bağlı zararlardan korumuş olabilir ve ergenlik döneminde toplam beyin hacimlerinde fark olmamasını açıklayabilir. Bu durum, özellikle bir çalışmada ilk üç aylık dönemden sonra sigara içmeyen veya hiç içmeyen annelerden doğan on yaşındaki çocuklarda karşılaştırılabilir beyin morfolojisi rapor edildiğinden, gebeliğin erken döneminde sigarayı bırakmanın fetal baş büyümesinin normal şekilde devam etmesine izin verdiği anlamına gelebilir. Anneleri hamilelik sırasında sigara içen erken doğmuş bebeklerde, beş yaşına kadar gözlenen nörolojik ve psikolojik gelişim bozukluğu riskinin arttığı göz önüne alındığında, sigaranın ergenlik döneminde bu alanları nasıl etkilediğini izlemek için daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir. E-sigaraların ve nikotin poşetlerinin ortaya çıkmasıyla birlikte, saf nikotinin fetal beyin gelişimi üzerindeki etkilerinin de incelenmesi gerekmektedir.