Jack Dorsey tarafından kurulan ve merkezi olmayan sosyal platform Bluesky, kendisini sosyal medya devlerinden ayıran cesur bir hareketle, kullanıcılarının gönderilerini üretken yapay zekayı eğitmek için kullanmayacağını açıkladı. Platformun son zamanlarda popülaritesinin arttığı bir dönemde yapılan bu taahhüt, X (eski adıyla Twitter) ve Threads gibi rakiplerin izin verici yapay zeka veri politikaları nedeniyle tepkiyle karşılaştığı bir dönemde geldi.
Yapay Zeka İstismarına Karşı Dik Bir Duruş
10 Kasım’da Bluesky, “Üretken yapay zekayı eğitmek için hiçbir içeriğinizi kullanmıyoruz ve böyle bir niyetimiz de yok” açıklamasını yaptı. Bu açıklama özellikle sanatçılar, içerik oluşturucular ve gizlilik bilincine sahip kullanıcılar arasında derin yankı uyandırdı. Bu kişilerin birçoğu, yapay zeka sistemlerini iyileştirmek için genellikle şeffaf bir onay olmaksızın verilerini kullanan platformlara karşı temkinli davranmaya başladı. Bluesky, içerik moderasyonu ve Keşfet akışını güçlendirmek gibi görevler için yapay zeka kullanırken, bu araçların eğitim için kullanıcı tarafından oluşturulan içeriğe dayanmadığını açıkladı. Bunun yerine yapay zeka, moderatörleri zararlı materyallerden korumak ve kullanıcı deneyimini iyileştirmek için dahili olarak kullanılıyor. Şirketin, etik ve sorumlu olarak tanımladığı uygulamalar.
Açık Verinin Etik İkilemi
Verdiği sözlere rağmen Bluesky zorluklarla karşı karşıya kalmıyor değil. Mesela, web tarayıcılarının nelere erişebileceğini düzenleyen robots.txt dosyasının, OpenAI ve Google gibi şirketlerin verilerini kazımasını engellemediği gerçeği. Bunu kabul eden Bluesky sözcüsü Emily Liu, platformun kamuya açık yapısını vurgularken, ekibin kullanıcı rızasını sağlama konusundaki kararlılığını da yineledi. Liu, “Bu açık, merkezi olmayan bir platform,” diye açıkladı. “Bluesky’ı tanımlayan şeffaflığı korurken kullanıcı içeriğini harici kötüye kullanımdan nasıl koruyacağımızı aktif olarak tartışıyoruz,” ifadeleri kullanıldı.
Seçim Sezonu, Bluesky’ın Patlamasına Yol Açtı
Bluesky’ın yapay zeka konusundaki duruşu çok önemli bir döneme denk geliyor. ABD seçimlerinin ardından platform, popülaritesinde dramatik bir artış yaşadı ve 15 milyon kullanıcı sınırını geçti. Web analiz firması SimilarWeb’e göre, 7 Kasım’da 115.000’den fazla ABD’li kullanıcı X hesaplarını devre dışı bırakarak Elon Musk’ın sahibi olduğu süre boyunca rekor kırdı. Bu kitlesel çıkış, Bluesky’ın sadece bir hafta içinde bir milyondan fazla kayıtla kullanıcı artışına denk geldi. Birçok kullanıcı, X’in üçüncü taraf ortakların yapay zeka eğitimi için gönderileri kullanmasına izin veren yeni hizmet şartlarından meydana gelen memnuniyetsizliklerini ayrılmalarının başlıca nedeni olarak gösteriyor. Verilerinden para kazanma ve metalaştırma konusunda hayal kırıklığına uğrayanlar için Bluesky’ın etik yapay zeka kullanımına olan bağlılığı cazip bir alternatif olduğunu kanıtladı.
Bluesky’ın Büyüyen İvmesi
Bluesky, X ve Threads’e kıyasla hala göreceli olarak güçsüz olsa da, kullanıcı merkezli politikaları ona rekabet avantajı sağlayabilir. Platform, içeriklerinin kâr amacıyla çıkarılmadığı bir alan arayan içerik oluşturucular, sanatçılar ve dijital göçebeler için bir sığınak haline geldi. Bu duruş, aynı zamanda daha geniş bir toplumsal değişimle de uyumludur: sosyal medyada daha fazla şeffaflık, etik yapay zeka uygulamaları ve merkezi olmayan yönetişim talebi.
İvmeyi Koruma Mücadelesi
Bluesky’ın karşılaşacağı zorluk, merkezsizleştirme ve kamusal veri erişiminin karmaşıklığı arasında gezinirken bu ivmeyi korumak olacaktır. Başarısını geliştirdiği sırada platformun, kullanıcı güvenini korurken yenilik yapma becerisi, muhtemelen sosyal medya hiyerarşisindeki uzun vadeli konumunu belirleyecektir. Şimdilik Bluesky, algoritmalar ve reklam dolarları tarafından yönlendirilen platformlardan sığınak arayanlar için bir işaret olarak duruyor. Yapay zekanın sömürülmemesi ve merkezi olmayan özgürlük vaadi, etik sosyal medyanın geleceğinin nasıl görünebileceğine dair bir fikir veriyor, tabii bu yolda devam ederse. Kullanıcı sadakati için verilen savaş yoğunlaşırken Bluesky’ın yükselişi, hızla gelişen dijital çağda anlamlı bir şey için ayakta durmanın gücünün bir kanıtı niteliğindedir.