İnsan zihni ve bedeni arasındaki ilişki, Aristo ve Descartes gibi filozoflar da dahil olmak üzere binlerce yıldır büyük düşünürleri zorlayan bir konu olmuştur. Ancak cevap, beynin yapısında yatıyor gibi görünüyor. Araştırmacılar Çarşamba günü yaptıkları açıklamada, motor korteks adı verilen beyin bölgesinin vücut hareketlerini yöneten kısımlarının, düşünme, planlama, zihinsel uyarılma, ağrı ve iç organların kontrolünün yanı sıra kan basıncı ve kalp atış hızı gibi işlevlerle ilgili bir ağ ile bağlantılı olduğunu keşfettiklerini söyledi. Araştırmacılar, motor korteks içinde daha önce bilinmeyen, beynin belirli vücut bölümlerinin (eller, ayaklar ve yüz) hareketinden sorumlu olduğu bilinen bölgeleri arasında yer alan ve birçok farklı vücut hareketi birlikte yapıldığında devreye giren çoklu düğümlerle kendini gösteren bir sistem tespit ettiler. Araştırmacılar bu sistemi somato-bilişsel eylem ağı veya SCAN olarak adlandırdı. Hedef belirlemeye ve eylem planlamaya yardımcı olduğu bilinen beyin bölgeleriyle bağlantılarını belgeledi.
Bu ağın ayrıca, maymunlarla yapılan çalışmalarda gösterildiği gibi, mide ve böbrek üstü bezleri gibi iç organlara bağlı olan ve bu organların belirli bir eylemi gerçekleştirme beklentisiyle aktivite seviyelerini değiştirmelerine izin veren beyin bölgelerine karşılık geldiği bulundu. Araştırmacılara göre bu durum, sadece gelecekteki zor bir görevi düşünmenin neden olduğu terleme veya kalp atış hızının artması gibi fiziksel tepkileri açıklayabilir. Motor korteks, beynin en dış katmanı olan serebral korteksin bir parçasıdır. “Temel olarak, artık insan motor sisteminin üniter olmadığını gösterdik. Bunun yerine, hareketi kontrol eden iki ayrı sistem olduğuna inanıyoruz” diyen Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden radyoloji profesörü Evan Gordon, Nature dergisinde yayınlanan çalışmanın başyazarıdır. “Sistemlerden biri; ellerinizin, ayaklarınızın ve yüzünüzün izole hareketi içindir. Bu sistem örneğin yazı yazmak ya da konuşmak için önemlidir. Sadece tek bir vücut parçasını içermesi gereken hareketler. İkinci bir sistem; SCAN, entegre, tüm vücut hareketleri için daha önemlidir ve beyninizin üst düzey planlama bölgeleriyle daha bağlantılıdır” dedi. Bulgular beynin zihin-beden bağlantısını detaylandırıyor.
“Modern sinirbilim, herhangi bir zihin-beden düalizmini içermez. Bu, günümüzde ciddi bir sinirbilimci olmakla bağdaşmıyor. Ben bir filozof değilim ama sevdiğim özlü bir ifade, ‘Zihin, beynin yaptığı şeydir’ demek. Beynin biyo-bilişimsel işlevlerinin toplamı ‘zihni’ oluşturur,” diyor Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde nöroloji profesörü olan çalışmanın kıdemli yazarı Nico Dosenbach. Dosenbach, “Bu sistem, SCAN, ‘soyut planları-düşünceleri-motivasyonları’ gerçek hareketler ve fizyolojiyle bütünleştiriyor gibi göründüğünden, ‘beden’ ve ‘zihnin’ neden ayrı veya ayrılabilir olmadığına dair ek nöroanatomik açıklama sağlıyor” diye ekledi. Araştırmacılar, beyin cerrahı Wilder Penfield’in hareketi kontrol eden beyin bölgelerine ilişkin doksan yıl önce oluşturduğu etkili bir haritayı test etmek için modern beyin görüntüleme tekniklerini kullanmaya başladılar. Elde ettikleri bulgular, Penfield’in zamanının teknolojileriyle kısıtlanmış haritasının revizyona ihtiyacı olduğunu gösterdi.
SCAN, beynin organizasyonel özelliklerini incelemek için yedi yetişkin insanda hassas görüntüleme kullanılarak tanımlandı, ardından birleştirildiğinde binlerce yetişkini kapsayan daha büyük veri kümelerinde doğrulandı. Daha ileri görüntüleme, SCAN devresini 11 aylık ve 9 yaşındaki bir çocukta tanımlarken, yeni doğmuş bir bebekte henüz oluşmadığını tespit etti. Bu gözlemler, yüzlerce yenidoğan ve binlerce 9 yaşındaki çocuktan oluşan daha büyük veri kümelerinde doğrulandı. Araştırma, insan beyni hakkında öğrenilecek daha çok şey olduğunun altını çizdi. Gordon, “Aslında beynin amacı oldukça tartışmalı,” dedi. “Bazı sinirbilimciler beyni öncelikle etrafımızdaki dünyayı algılamak ve yorumlamak için tasarlanmış bir organ olarak düşünüyor. Diğerleri ise beyni, herhangi bir durumda hayatta kalma ve yaratımsal uygunluğu optimize etmek için en iyi ‘çıktıları’ (genellikle fiziksel bir eylem) üretmek üzere tasarlanmış bir organ olarak görüyor.” “Muhtemelen her ikisi de doğrudur,” diye ekledi Gordon. “SCAN en çok ikinci yoruma uyuyor; hedefleri ve planlamayı tüm vücut eylemleriyle bütünleştiriyor.” ifadelerini kullandı.