Dünyanın gözü 2024 Paris Olimpiyatları’nın görkemli gösterisine çevrilmişken, perde arkasında sessiz bir savaş yürütülüyordu. Arenalarda veya pistlerde görünmeyen, ancak “dijital ön saflarda” yer alan bir savaş. Siber güvenlik tehditlerinin hızla geliştiği bir ortamda, Paris Olimpiyatları, oyunlar sırasında Fransız yetkililer tarafından kaydedilen 140’tan fazla siber saldırı ile birincil hedef olarak ortaya çıktı. Yine de, bu amansız dijital saldırılar karşısında, Fransa’nın siber güvenlik ajansı Anssi tarafından uygulamaya konulan sağlam savunmanın bir kanıtı olarak oyunlar hız kesmeden devam etti. Rakamlar kendi hikayelerini anlatıyor. Anssi ajansı, 26 Temmuz’dan 11 Ağustos’a kadar 119 güvenlik olayını ve kötü niyetli aktörlerin bilgi sistemlerini başarıyla ihlal ettiği 22 örneği belgeledi. Bu saldırılar devlet kurumları, spor altyapısı, ulaşım sistemleri ve telekomünikasyon ağları gibi kritik sektörleri hedef almıştır. Bu saldırıların büyüklüğü ve kesinliği, Olimpiyatlar gibi büyük ölçekli etkinliklerin çektiği tehditlerin sofistike doğasının altını çizmektedir. İlginç bir şekilde, bu olayların yaklaşık üçte biri kesinti olaylarıyken, sunucuları zorlamak ve hizmetleri aksatmak için tasarlanan hizmet reddi (DoS) saldırıları neredeyse yarısını oluşturdu. Bu tehditlerdeki artışa rağmen, Anssi ve ortaklarının dikkatli çabaları sayesinde Olimpiyatların organizasyon komitesi ve etkinliklerin kendisi etkilenmedi. Bu dönemdeki en dikkat çekici olaylardan biri, Olimpiyatlar için ikonik bir mekan olan Grand Palais’yi ve Fransa’daki yaklaşık 40 diğer müzeyi hedef alan bir fidye yazılımı saldırısıydı. Fidye ödenene kadar sistemleri kilitleyen veya şifreleyen ve kötü amaçlı yazılım olarak ifade edilen “fidye yazılımı”, yüksek etkisi ve önemli kesinti potansiyeli nedeniyle siber suçluların tercih ettiği bir araç haline geldi.
Ancak bu örnekte Anssi, hasarı kontrol altına almak için hızlı bir şekilde müdahale ederek Olimpiyatlara doğrudan dahil olan bilgi sistemlerinden hiçbirinin tehlikeye girmemesini sağladı. Bu olay, özellikle yüksek profilli uluslararası etkinlikler sırasında kültürel mirasın korunması ile siber güvenliğin sürdürülmesi arasındaki hassas dengeyi vurgulamaktadır. COVID-19 salgını nedeniyle benzeri görülmemiş zorluklarla karşılaşan 2021 Tokyo Olimpiyatları’nda, 2012 Londra Olimpiyatları’nın gerçekleştiği sırada bildirilen sayının iki katı olan 450 milyon siber işlem gerçekleştirilmişti. Saldırılardaki bu artış, büyük küresel etkinlikleri çevreleyen ve artan tehdit ortamının açık bir göstergesiydi. Paris Oyunları’nın teknoloji ve bilgi sistemleri direktörü Marie-Rose Bruno, Tokyo’da görülenlerden “sekiz ila 10 kat daha fazla” siber saldırı bekliyordu. Bruno’nun bu tahmini, Paris Olimpiyatları’nı kaçınılmaz siber tehdit dalgasından korumak için gereken yüksek farkındalığı ve hazırlığı yansıtmaktadır. Bu zorluklar karşısında gösterilen direnç, oyunları korumak için yapılan titiz planlamanın ve kullanılan ileri teknolojilerin bir kanıtı niteliğinde. Dijital çağda ilerledikçe, siber suçluların daha sofistike ve saldırıların daha hedefli hale gelmesiyle birlikte siber güvenlik ortamı gelişmeye devam ediyor. 2024 Paris Olimpiyatları, artan dijital tehditler karşısında proaktif siber güvenlik önlemlerinin önemi konusunda bir “engel çalışması” niteliğindedir. Paris’ten alınan dersler şüphesiz gelecekteki küresel etkinliklerin stratejilerini şekillendirecek ve siber güvenlik dünyanın en ünlü toplantılarının güvenliğini ve başarısını sağlamada kritik bir rol oynamaya devam edecektir. Fransa’nın siber güvenlik altyapısının gösterdiği dayanıklılık, giderek daha fazla birbirine bağlanan bir dünyada siber güvenliğin karmaşıklıklarının nasıl aşılacağına dair bir plan da sunmaktadır. Sonuçta, sporcular sahada rekorlar kırarken, oyunların kesintisiz devam etmesini sağlayanlar, siber güvenlik alanındaki görünmeyen kahramanlardır; bu da dijital savaşın var olan yeni çağında başlı başına bir zafer şeklinde tanımlanabilir.