Microsoft bu yıl ne zaman önemli bir yapay zeka özelliği lanse etse, şirketin yeni yönü hakkında daha şüpheci hissettiriyor. Muhafazakar ve yavaş hareket eden bir dev olarak bilinen Microsoft, çoğu insanın üretken yapay zekanın varlığını öğrenmesinden kısa bir süre sonra ürünlerini yapay zeka etrafında yeniden şekillendirdi. En son bu kadar dramatik bir değişim yaptığında, amiral gemisi işletim sistemini tablet ve dokunmatik ekran dostu hale getirmek için başarısız bir girişim olan Windows 8’i geliştirdi. Şimdi ise şirket, yapay zekayı Windows’un tam kalbine getiriyor ve merak edilenlerden birisi de şu: Microsoft, ürünlerini gerçekten daha iyi hale getirmek için mi yapay zekaya atılıyor? Yoksa sadece bir yapay zeka yenilikçisi olarak iddiasını ortaya koymaya ve teknolojinin gerçekten de abartıldığı gibi olması için dua etmeye mi çalışıyor? Bu noktada, bunu söylemek gerçekten zor. Zune, WebTV ve Windows Phone’un gösterdiği gibi, Microsoft zamanlama konusunda o kadar da iyi değil. Ürünleri genellikle ya kullanışlı olmak için çok erken (yavaş WebTV örneğinde olduğu gibi) ya da bir etki oluşturmak için çok geç (gerçekten harika Zune HD gibi) ortaya çıkıyor. Ancak şirket bu yılın başlarında yapay zeka destekli Bing Chat’i tanıttığında, o zamana kadar sadece iki ayda 100 milyon kullanıcıya ulaştığı bildirilen ChatGPT’nin başarısını yakalamak için mükemmel bir konuma sahipti. UBS analistlerine göre bu rakam ChatGPT’yi tarihin en hızlı büyüyen tüketici uygulaması haline getirecekti. Üretken yapay zekanın gücünü, kötü şöhretli ürünlerinden biriyle eşleştirmek için daha iyi bir zaman olabilir miydi? Microsoft’un kaybedecek hiçbir şeyi yoktu.
ChatGPT üreticisi OpenAI’a toplam 13 milyar dolar yatırım yaptıktan (ve bu süreçte yüzde 49 hissesini satın aldıktan) sonra, Microsoft muhtemelen Google ve diğerlerinin önünde parlak yeni oyuncağını göstermeye hevesliydi. Bing Chat’in tanıtımı Microsoft’un yapay zeka yılını resmen başlattı: Copilot Edge’de, Word ve Powerpoint gibi Microsoft 365 ürünlerinde kullanılmaya başlandı ve sonunda Windows 11’e girdi. Daha da şaşırtıcı olanı, şirket kısa süre önce Copilot’un Windows 10’a geleceğini duyurdu. Bu da yapay zeka özelliklerini mümkün olduğunca çok insanın önüne çıkarmak istediğinin bir işareti. (Windows 11’in, Windows kurulumlarının yüzde 26’sını oluşturduğu, Windows 10’un ise hala yüzde 69’una sahip olduğu bildiriliyor. Copilot her iki platformu da hedefleyerek potansiyel olarak 1,4 milyar kullanıcıya ulaşabilir). Copilot’un harika bir ilk izlenim bıraktığına şüphe yok. Birkaç kelime yazın (ya da yüksek sesle söyleyin), o da size zeki bir asistan gibi sorularınıza doğrudan yanıtlarla geri dönsün. Aradan geçmeniz gereken reklamlar yok ve yalnızca isterseniz ek bağlantılarla etkileşime geçmeniz gerekiyor. Bu, arama motorlarının ötesinde bir dünyaya, yapay zekanın giderek daha kaotik hale gelen medya ortamında bize rehberlik edebileceği dünyaya bir bakış. Microsoft’un Copilot’ları belirli uygulamalarda da yardımcı olabilir: Edge’de baktığınız web sayfasını özetleyebilir; Teams Toplantılarında yazıya dökmeye ve eylem noktaları oluşturmaya yardımcı olabilir; ve Windows’ta bulunması zor ayarları ortaya çıkarmaya yardımcı olabilir (Örneğin, bunu açmak için “Gece Modunu nasıl açarım?” yazabilirsiniz).