“Mamut” olarak adlandırılan dünyanın en büyük karbon yakalama tesisi bu hafta İzlanda’da faaliyete başladı. Karbondioksiti doğrudan atmosferden çıkarmak üzere tasarlanan tesisi, İsviçreli Climeworks şirketi işletiyor. Çevredeki havayı çekmek için dev fanlar kullanan tesis, havayı karbondan arındırarak toprağın derinliklerine pompalıyor ve burada katılaşarak taşa dönüşüyor. Bu yenilikçi süreç tamamen İzlanda’nın jeotermal enerjisinden güç alıyor ve sürdürülebilir iklim çözümlerine doğru önemli bir adım atıyor. Mamut, selefi Orca’ya göre 10 kat daha büyük ve yılda 36.000 ton karbonu atmosferden uzaklaştırma kapasitesine sahip. Bu kapasite, her yıl 7.800 içten yanmalı motorlu aracın yoldan çekilmesine eşittir. Tesis, 72 toplayıcı konteyner ile modüler bir tasarıma sahip. Şu anda sadece 12 tanesi çalışır durumda. Potansiyeline rağmen, Mamut tarafından kullanılan doğrudan hava yakalama (DAC) teknolojisi, yüksek maliyetler ve ölçeklenebilirlik endişeleri nedeniyle tartışmalara yol açmıştır. CNN’e göre, Mamut tarafından uzaklaştırılan her bir ton karbonun maliyeti 1.000 dolara yakın. Climeworks kurucu ortağı Jan Wurzbacher, bu maliyetin ton başına yaklaşık 100 dolara düşürülmesinin 2050 yılına kadar mümkün olabileceğine ve teknolojiyi ekonomik olarak daha uygulanabilir hale getireceğine inanıyor.
Ancak eleştirmenler, DAC tesislerinin iklim değişikliğinin temel nedenlerini ele almaktan uzaklaşabileceğini savunuyor. Uluslararası Çevre Hukuku Merkezi’nde fosil ekonomi programı direktörü olan Lili Fuhr, karbon yakalama teknolojisinin “belirsizlikler ve ekolojik risklerle dolu olduğunu” belirtti. Tartışmalara rağmen, DAC teknolojisi dünya çapında ilgi görmeye devam ediyor. Geçtiğimiz yıl, ABD’li yeni bir şirket olan Occidental, STRATOS adında, yılda 500.000 ton CO2 (karbondioksit) gidermek üzere tasarlanmış daha büyük bir DAC tesisi inşa etmeyi planladığını duyurmuştu. Occidental, yakalanan karbonun, yerin derinliklerindeki kayalarda depolanacağını söylüyor, ancak şirketin web sitesinde hapsedilmiş karbonun “geliştirilmiş petrol geri kazanımı” adı verilen bir süreçte kullanılacağının da altı çiziliyor. Bu, ulaşılması zor petrol kalıntılarını dışarı çıkarmak için karbonun kuyulara itilmesini içeriyor. Fosil yakıt şirketlerinin yaşlanan petrol sahalarından daha da fazlasını çıkarmasına izin veriyor. Bu tür bir süreç, bazı eleştirmenleri karbon giderme teknolojilerinin fosil yakıt üretimini uzatmak için kullanılabileceği konusunda endişelendiriyor. Ancak fosil yakıt şirketleriyle bağlantısı olmayan Climeworks için bu teknoloji, kocaman bir potansiyele sahip ve şirket büyük hedefleri olduğunu söylüyor. Jan Wurzbacher, Mamut’un, Climeworks’ün 2030 yılına kadar yılda 1 milyon ton ve 2050 yılına kadar 1 milyar ton karbon giderimine ulaşma planının sadece son aşaması olduğunu söyledi. Planlar arasında Kenya ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki potansiyel DAC tesisleri de yer alıyor.