Bilim insanları, Tip 1 diyabet hastalarının insülin alma şeklini değiştirme potansiyeline sahip yeni bir implante edilebilir cihaz geliştirdi. SHEATH (Subcutaneous Host-Enabled Alginate Thread) adı verilen iplik benzeri implant, vücudumuzda doğal olarak insülin üreten hücrelerden türetilen “adacık cihazlarının” yerleştirilmesine yol açan iki aşamalı bir süreçle kuruluyor. Bilim insanları ilk olarak, naylon kateterleri altı haftaya kadar kalacakları deri altına yerleştirmenin bir yolunu buldular. Yerleştirildikten sonra kateterlerin etrafında, kateter çıkarıldığında boşluğa yerleştirilen adacık cihazlarını yapısal olarak destekleyen kan damarları oluşuyor. Yeni implante edilen 10 santimetre uzunluğundaki adacık cihazları, etrafında oluşan adacık hücreleri aracılığıyla insülin salgılarken, aynı zamanda hayatta kalmak için kan damarlarından besin ve oksijen alıyor.
İmplantasyon tekniği, Cornell ve Alberta Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından tasarlandı ve test edildi. Cornell’de, Biyoloji ve Çevre Mühendisliği Profesörü olan Minglin Ma, 2017 yılında TRAFFIC (Thread-Reinforced Alginate Fiber For Islets enCapsulation) adı verilen ve hastanın karnına oturacak şekilde tasarlanan ilk implante edilebilir polimeri üretti. Minglin Ma’nın ekibi 2021 yılında, farelerde kan şekeri seviyelerinin bir seferde altı ay boyunca denetlenebilirliğini kanıtlayan daha da sağlam bir implante edilebilir cihaz geliştirdi. SHEATH ile ilgili mevcut sorun, hastalarda uzun süreli uygulanmasıdır. Minglin Ma, “Bu adacıkları vücudun içinde uzun süre işlevsel tutmak çok zor çünkü cihaz kan damarlarını bloke ediyor, ancak vücuttaki doğal adacık hücrelerinin besin ve oksijen sağlayan damarlarla doğrudan temas halinde olduğu biliniyor” dedi. Adacık cihazlarının eninde sonunda çıkarılması gerektiğinden, araştırmacılar hala büyük hayvan modellerinde ve nihayetinde hastalarda besin ve oksijen alışverişini en üst düzeye çıkarmanın yolları üzerinde çalışıyorlar. Ancak implant, bir gün Tip 1 diyabet için günlük enjeksiyonlar veya insülin pompaları gerektiren mevcut standart tedavinin yerini alabilir.