İnsan Afrika Tripanozomiyazisi (HAT) hastalarında oral antimikrobiyal ilaç akoziborolün etkinlik ve güvenliğini değerlendirmek üzere yakın zamanda çok merkezli, açık düzeyli, faz II ve faz III şeklinde klinik çalışma yürütülmüştür. Çalışmanın bulguları The Lancet Infectious Diseases dergisinde yayımlanmıştır.
Uyku hastalığı olarak da bilinen HAT (İnsan Afrika Tripanozomiyazisi), çeçe sineği tarafından taşınan Trypanosoma brucei gambiense parazitinin neden olduğu ihmal edilmiş bir tropikal hastalıktır. HAT, Sahra altı Afrika’da, özellikle de Demokratik Kongo Cumhuriyeti‘nde endemiktir.
HAT ile tedavi yaklaşımları hastalığın evresine bağlıdır. Erken evre hastalıkta, enfeksiyonu tedavi etmek için kas içi pentamidin enjeksiyonu yapılır. Ancak geç evre hastalık, parazitin beyinde bulunması nedeniyle daha güçlü bir tedavi gerektirir.
Geç evre HAT geleneksel olarak hastaneye yatış gerektiren nifurtimox-eflornithine kombinasyon tedavisi (NECT) ile tedavi edilmektedir. Geç evre HAT’ın tedavisi için şu anda 10 günlük bir tedavi rejimine sahip feksinidazol olarak bilinen tek bir oral ilaç mevcuttur; ancak bu ilacın hastalık şiddetini azaltıp azaltamayacağı belirsizdir.
İhmal edilen hastalıklar için ilaçlar girişimi, Anacor Pharmaceuticals ve Scynexis ile işbirliği içinde, geç evre HAT tedavisi için başka bir oral ilaç olan acoziborole‘u keşfetmiştir. Klinik öncesi çalışmalarda, akoziborolün Trypanosoma brucei gambiense’ye karşı etkili bir antimikrobiyal olduğu gösterilmiştir. Mevcut çok merkezli, açık seviyeli, prospektif faz II/III klinik çalışmada, bilim insanları laboratuvar tarafından doğrulanmış HAT hastalarında akoziborolün terapötik etkinliğini ve güvenliğini belirlemektedir.
Demokratik Kongo Cumhuriyeti‘ndeki on hastaneden 15 yaş ve üzeri toplam 208 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Tüm katılımcıların 167’sinde geç evre HAT, 41’inde ise erken evre HAT vardı. Katılımcılara ağızdan 960 mg’lık tek bir doz akoziborol uygulanmıştır. Hastalar hastanede 15 gün boyunca gözlemlenmiştir. Hastaneden taburcu olduktan sonra üç, altı, 12 ve 18. aylarda takip edilmişlerdir.
Akoziborolün Terapötik Etkinliği
Geç evre HAT’lı 167 hastanın 159’unda 18 aylık tedavi başarısı oranı %95 olarak hesaplanmıştır. Tedavi başarısı, tripanozomların yokluğunu ve beyin omurilik sıvısında mikrolitre (μL) başına 20’den az beyaz kan hücresi (WBC) sayısını yansıtan kür veya olası kür olarak tanımlanmıştır.
Değerlendirilebilir 162 hasta popülasyonu göz önüne alındığında, 18 aylık tedavi başarı oranı 159 hastada %98 olarak hesaplanmıştır. Ayrıca, hastalığın ciddiyetine bakılmaksızın, daha önce konvansiyonel NECT için gözlenene benzer şekilde 6, 12 ve 18. aylarda benzer tedavi başarı oranları gözlenmiştir. Sekiz geç evre HAT hastasında 18. ayda tedavi başarısızlığı meydana gelmiş ve bunlar arasında üç nüks vakası, dört ölüm ve bir takip kaybı vakası yer almıştır.
Akoziborol Tedavisinin Güvenlik Profili
Tedavi sonrası 15. günden itibaren semptom sıklığında kademeli bir azalma gözlenmiştir. Bununla birlikte, tedavi edilen hastaların yaklaşık %75’i tedaviden kaynaklanan 600 olumsuzluk yaşamıştır. Bu yan etkilerin %93’ü hafif veya orta şiddette, %7’si ise ciddi şiddette olmuştur. En sık bildirilen olumsuzluklar prosedürel ağrı, baş ağrısı, ateş ve sıtma olmuştur.
Hastaların yaklaşık %14’ü hafif veya orta şiddette 38 ilaca bağlı tedavi kaynaklı olumsuzluk yaşamıştır. En sık bildirilen olumsuzluklar ateş ve enerji eksikliği olarak bilinen asteni olmuştur. Tedaviden sonraki altı ay içinde yedi kadında tesadüfi gebelikler tespit edilmiştir. Ancak, hem annelerde hem de bebeklerde ilaca bağlı herhangi bir komplikasyon gözlenmemiştir. Tedavi edilen popülasyonda toplam dört ölüm meydana gelmiştir. Ancak, ölümlerin hiçbiri tedavi veya hastalıkla ilgili değildi.
Çalışmanın Önemi
Çalışma bulguları, akoziborolün hafif, orta veya şiddetli HAT’lı ergen ve yetişkin hastaların tedavisinde güvenli, etkili bir ilaç olduğunu göstermektedir. Bu tedavinin birincil faydası, HAT (İnsan Afrika Tripanozomiyazisi) hastalarını tedavi etmek için sadece tek bir oral acoziborole dozunun yeterli olmasıdır. Bu tedavi rejimi, sağlık tesislerine hemen erişimi olmayan uzak yerlerde yaşayan hastalar için faydalı olacaktır. Bir diğer avantajı da akoziborol tedavisinin tanı ve takip sırasında rutin lomber ponksiyon prosedürlerini gerektirmemesidir. Ancak bu prosedür eğitimli personel gerektirir ve sağlık komplikasyonları ile ilişkilidir. Ayrıca, prosedür hastalarda anksiyeteye neden olabilir.